Kolajen, hayvanların et, deri, kemik gibi kısımlarından elde edilen bir proteindir. Cilt ve kas hücrelerinde bulunan kolajenin temel görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücut bütünlüğünü korumaktır. Kas ve cilt hücrelerini koruyan bağ dokusu yapısına katılarak cilde dayanıklılık, esneklik ve canlılık kazandıran kolajen aynı zamanda eklem, tendon ve organları bir arada tutmada görevlidir.
Bağ ve bağ dokularını oluşturan kolajen miktarı insan vücudu yaşlandıkça azalmaya başlar ve bir süre sonra yetersiz hale gelir. Yaşlanma ile artan kolajen kaybı cilt kuruluğu, kırışıklık, selülit, eklem rahatsızlıkları gibi sorunlara sebep olur.
Genç yaşlarda vücut tarafından sık üretilen kolajen, yalnızca yaşın ilerlemesi ile değil sağlıksız beslenme, stres, sigara, güneşe fazla maruz kalma ve C vitamini eksikliği gibi nedenlerle de azalır. Kolajen içerikli besinler ve düzenli olarak kullanılacak cilde kolajen takviyesi ile cilt, eklem ve kaslara kolajen desteği vermek mümkündür.
İnsan vücudunda bilinen en az 16 kolajen tipi vardır. Kolajenin biyolojik açıdan sınıflandırması olan bu çeşitler farklı dokularda farklı yoğunlukta bulunurlar. Ancak vücudumuzdaki kolajenin %80 ila %90 gibi büyük bir bölümü tip 1,2,3 ve 10’dan oluşur.
Vücutta en fazla miktarda bulunan kolajen çeşididir. Vücudun parçalarını oluşturan eozinofilik liflerden oluşur. Organlar, bağlar, tendonlar ve ciltte bulunan tip 1 kolajen kemikleri destekler, cilde gerginlik ve elastikiyet verir, dokuları bir arada tutar ve yaraların iyileşmesini sağlar.
Eklem kıkırdaklarını oluşturan kolajenin %60’ı tip 2 kolajenden meydana gelir. Bağ dokularındaki kıkırdak oluşumuna yardımcı olan tip 2 kolajen eklem sağlığını gözetir. Yaşa bağlı eklem ağrıları ve çeşitli artrit semptomları ile başa çıkmada faydalıdır.
Organlarımızı ve cildimizi oluşturan hücre dışı matrisin ana bir bileşeninden oluşan tip 3 kolajen kalp ve kan damarları ile kan dokusunu oluşturmada, cilde esneklik ve sıkılık kazandırmada etkilidir. Kasların, organların ve arterlerin yapısını destekleyerek damarlara elastikiyet, kaslara güç verir.
Cilde sıvı filtrasyonu için yardımcı olan tip 4 kolajen, sindirim ve solunum organlarının yüzeylerini oluşturur. En çok cildin derin katmanlarında bulunan tip 4 kas, yağ ve organları çevreleyen bazal laminanın oluşumunda önemli bir rol oynar, cilde sıvı filtrasyonu için yardımcı olur
Eklem kıkırdakları ile yeni kemiklerin oluşumunda görev alır. Kemik kırıklarını iyileştirir ve sinovyal eklemleri onarır.
Kolajenin faydaları şu şekilde sıralanabilir (1):
Kolajen sentezi için önemli üç amino asit vardır: proline, lysine and glycine. kolajen açısından zengin gıdalar veya kolajen üretimini artıran gıdalar tüketmek, ihtiyacınız olan bu amino asitleri oluşturmanıza yardımcı olabilir. Bu gıdalar şu şekilde sıralanabilir (2):
Kolajen takviyeleri genelde 30’lu yaşlardan sonra önerilmektedir. Özellikle 30-40 yaşları arasında doğru ve zengin içerikli ürün ve takviyeleri düzenli bir şekilde kullanarak belirtilerin kendini daha geç göstermesi sağlanabilir.
Besin takviyeleri, içecekler ve cilt bakım ürünleri şeklinde farklılık gösteren takviyeler arasında en çok tercih edilenler kolajen tozu, kolajen hap ile kolajen içeren cilt bakımı kremleri ve maskeleridir.
Kolajenin parçalanması sonucu oluşan ve midede daha rahat sindirilebilen daha küçük parçalara kolajen peptit denir. Peptit formundaki hidrolize kolajen mideden bağırsağa daha hızlı geçer ve diğer formlara göre daha hızlı kana karışır.
Bazı takviyeler balık, kabuklu deniz ürünleri ve yumurta gibi yaygın gıdalardan elde edilir. Bu gıdalara alerjisi olan kişiler, alerjik reaksiyonları önlemek için bu bileşenlerle yapılan kolajen takviyelerinden kaçınmalıdır. Bu kişiler için kolajenin bazı potansiyel yan etkileri şunlardır (3):
Not: Herhangi bir sağlık sorununuz var ise gıda takviyelerini kullanmadan önce doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.
Yaren Özdemir
Diyetisyen ve Fitness Antrenörü