Sarı kantaron yağı, günümüzde sıklıkla tercih edilen takviyelerin arasında yer alır. Yağ veya krem formları ile topikal olarak uygulanabildiği gibi kapsül ve tablet formları ile ile de kullanılabilir.
Bu yazımızda sarı kantaron yağının ne işe yaradığına, nasıl kullanıldığına, yüz bölgesinde nasıl uygulandığına, saça olan potansiyel faydalarına, ciltteki hangi problemlere nasıl etki ettiğine ve daha fazlasına detaylı olarak bakacağız.
Sarı kantaron yağı; yara iyileştirmeye yardımcı olan, anti-enflamatuar etkiler sunan ve antibakteriyel özelliklere sahip olan bir yağdır. Özellikle içerdiği hiperforin gibi bileşenleri sayesinde, kızarıklık ve şişliği azaltarak dermatit ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarının yönetimine katkı sağlar. Ayrıca, staphylococcus aureus gibi bakterilere karşı etkili olan antibakteriyel özellikleri, enfekte yaraların etkilerini azaltmada faydalıdır (1, 2, 3, 4).
Topikal kullanımının yanı sıra, sarı kantaron yağı takviye olarak da kullanılabilir. Sarı kantaron hafif ile orta dereceli depresyon belirtilerini azaltma potansiyeli taşır. Araştırmalar, bu bitkinin antidepresanlarla benzer etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur (4). Sarı kantaron yağı içmenin olası faydalarının arasında olan bu özellik, sarı kantaronun takviye olarak da üretilmesinin önünü açmıştır.
Daha detaylı bilgilere ulaşmak için aşağıda yer alan “Sarı Kantaron Yağı Faydaları Nelerdir?” başlıklı alanı okuyabilirsiniz.
Sarı kantaron yağı (St. John's Wort) öncelikle çeşitli cilt rahatsızlıklarını gidermek amamcıyla topikal olarak kullanılır. Yara iyileşmesine olan katkısı, 40 gün boyunca günlük olarak uygulanan yaralarda gözle görülür iyileşme gösteren bir vaka çalışması ile gösterilmiştir. Geleneksel olarak yağ, yanıklar, kesikler ve ülserler dahil olmak üzere genel cilt bakımı için de kullanılır ve etkilenen bölgelere doğrudan uygulandığı bilinir (5).
Bunlara ek olarak, sarı kantaron yağının takviye olarak da kullanılması yaygındır. Genel olarak bu takviyelerin üzerinde önerilen günlük kullanım miktarı ve nasıl kullanılacağı da belirtilmektedir.
Hem topikal hem de masaj yoluyla yüze uygulanabilen sarı kantaron yağı; dermatit, küçük yaralar ve akne dahil olmak üzere çeşitli cilt rahatsızlıklarına etki edebilir. Örneğin, sarı kantaron yağının günde iki kez krem şeklinde uygulanmasının cilt iltihabını azalttığı ve özellikle atopik dermatit gibi durumlarda iyileşmeyi desteklediği bilinir. Ayrıca, yüz masaj yağı olarak kullanıldığında rejeneratif özellikleri sayesinde yara iyileşmesine ve cilt tahrişlerinin yatıştırılmasına yardımcı olur (6, 5).
Sarı kantaron yağı; cilt için çoğunlukla topikal olarak kullanılır. Ancak, besin takviyesi olarak kullanımı da yaygındır. Sarı kantaronun ağızdan tüketimi genellikle antidepresan etkileri ile ilişkilidir ve bazı çalışmalar, bu bitkinin karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaç metabolizmasını artırabileceğini göstermektedir. Ayrıca, yutulduğunda fototoksisite riski de vardır. Bu nedenle kullanmadan evvel bir uzmanla görüşülmesi önemlidir (7).
Sarı kantaron yağı içmenin faydalarını merak ediyorsanız öncelikle sarı kantaron yağının genel faydalarını öğrenelim; yara iyileştirme, anti-enflamatuar etkiler sunma ve antibakteriyel olma gibi özelliklere sahip olan sarı kantaron yağı, topikal olarak da cilde uygulanabilir. Depresyonu olumlu etkileyen etkileri sayesinde ise takviye olarak kullanılabilir (1, 8, 3, 9).
Detaylarına gelecek olursak:
Yara İyileştirme: Sarı kantaron yağının yaraların, özellikle de yatalak hastalarda meydana gelebilen bası yaralarının iyileşmesini önemli ölçüde iyileştirdiği gösterilmiştir. Anti-enflamatuar ve rejeneratif özellikleri cildin yenilenmesine yardımcı olarak yara bakımı için faydalı olmasını sağlar (1).
Anti-enflamatuar etki: Sarı kantaron, güçlü anti-enflamatuar özellikleriyle bilinen hiperforin gibi bileşikler içerir. Bu bileşikler, kızarıklık ve şişliği azaltarak dermatit ve egzama dahil olmak üzere çeşitli cilt rahatsızlıklarının yönetimine yardımcı olabilir. Ek olarak, yatıştırıcı etkileri bu koşullarla ilişkili rahatsızlığı hafifleterek daha sağlıklı bir cildi teşvik edebilir (8)
Antibakteriyel özellikler: Sarı kantaron yağı, özellikle staphylococcus aureus gibi bakterilere karşı etkili olan antibakteriyel özellikleriyle bilinir. Bu, enfekte yaraların etkilerinin azaltılmasında ve bakteri oluşumunun azaltılmasında yararlı olmasını sağlar (3).
Depresyona: Topikal olarak uygulamanın yanı sıra sarı kantaron yağı takviye olarak da kullanılabilir. Bu sayede depresyon belirtilerini azaltabileceğine dair etkiler keşfedilmiştir. 2016 yılında yapılan bir inceleme, sarı kantaron bitkisinin hafif ve orta dereceli depresyon belirtilerini plasebodan daha fazla azalttığını göstermiştir. Araştırmalar, sarı kantaronun antidepresanlarla benzer etkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur (9).
Sarı kantaron yağı, cilt lezyonlarına ve yenilenmesine yardımcı olan anti-enflamatuar özellikleri sayesinde yara iyileşmesini teşvik etmek de dahil olmak üzere yüz cildi için birçok fayda sağlar. Aynı zamanda güçlü anti-enflamatuar etkilere sahip olan hiperforin içerir, bu da onu dermatit ve yüz tahrişleri gibi durumlarda etkili kılar. Ek olarak, sarı kantaron yağı antibakteriyel özelliklere sahiptir; akne ve diğer cilt rahatsızlıklarını şiddetlendirebilecek enfeksiyonları önlemeye yardımcı olur (3, 10).
Sarı kantaron yağının cilde faydaları; yara iyileştirmesini desteklemesi, küçük yanıklara iyi gelmesi ve antimikrobiyal etkiler sunması olarak açıklanabilir (11, 8, 3).
Gelin, daha detaylı bakalım:
Sarı kantaron yağı, genellikle uzun süreli yatma veya oturma nedeniyle ciltte meydana gelen bası yaralarına iyi gelebilme potansiyeli ile öne çıkar. Diğer cilt lezyonlarında da etkili olabilir. Bir klinik çalışmada, bu yağın idiyopatik granülomatöz mastiti olan hastalarda iyileşme sonuçlarını önemli ölçüde geliştirdiği bulunmuştur (11).
Bu yağ, dermatit ve hafif yanıklar gibi durumları yönetmek için uygun hale getiren güçlü anti-enflamatuar etkiler sağlayan bileşikler içerir. Bu sayede yanık etkilerini azaltabilir (8).
Ancak herhangi bir cilt rahatsızlığında, özellikle yara ve yanıklarda; önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır.
Sarı kantaron yağı, gram-pozitif bakterilere karşı antimikrobiyal özellikler sergileyebilir. Bu özellikleri sayesinde enfekte yaralar ve bazı cilt rahatsızlıkları için destekleyici bir bakım ürünü olarak görülür (3).
Sarı kantaron yağının saça faydalarının arasında; saç büyümesini teşvik etmesi, derideki tahrişi azaltması ve kepek oluşumunu engellemesi gibi etkiler yer alır (3).
Bunlara daha detaylı bakacak olursak:
Bu bitki, kafa derisinde biriken zararlı mikroorganizmaları yok ederek saç köklerinin sağlıklı kalmasına destek olabilir. Kafa derisinin temiz ve enfeksiyonsuz olması, saç büyümesinin desteklenmesi için önemli bir faktördür. Ayrıca, sarı kantaronun anti-enflamatuar etkileri, kafa derisindeki tahrişi yatıştırarak saçın daha sağlıklı bir şekilde uzamasına katkı sağlayabilir. Bu nedenle, sarı kantaron yağı saç ve kafa derisi sağlığı için doğal bir bakım ürünü olarak kullanılabilir (3).
Sarı kantaron yağının anti-enflamatuar etkileri kafa derisi tahrişlerini yatıştırabilir, bu sayede saç büyümesini engelleyebilecek veya saç köklerine zarar verebilecek iltihaplanmayı azaltabilir. Bu sayede saç derisinde rahatlama ve deri tahrişlerini azaltmaya yardımcı olabilir (3).
Sarı kantaron yağı, saç büyümesini olumsuz etkileyebilecek enfeksiyonları ve kepeği azaltmada etkili olabilir. Bu antimikrobiyal özellikler, kafa derisindeki zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyerek sağlıklı bir ortam sağlar. Kafa derisinin temiz kalması, saç köklerinin beslenmesine ve güçlenmesine yardımcı olur. Böylece, sarı kantaron yağı düzenli kullanıldığında daha sağlıklı ve canlı saçların büyümesine destek olabilir (3).
Evet, iyi gelebilir. Sarı kantaron yağının, fotodinamik terapi (PDT) ile birlikte akne tedavisinde etkili olabileceği gösterilmiştir. Bir çalışmada, sarı kantaron yağının antimikrobiyal ve anti-enflamatuar özellikleri sayesinde akne lezyonlarını %56,5 oranında azalttığı tespit edilmiştir. Ayrıca, yağın akneye neden olan cutibacterium acnes ve staphylococcus aureus gibi bakterilerin büyümesini engellediği bulunmuştur (12).
Bu konuda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Sarı kantaron yağının çatlaklar için kullanımını özellikle destekleyen sınırlı kanıt vardır. Çoğu çalışma yara iyileşmesi, yanıklar ve dermatit gibi cilt rahatsızlıkları için faydalarına odaklanmaktadır. Bununla birlikte, sarı kantaron yağı hakkında hiçbir araştıma doğrudan çalışma çatlakları önleme veya tedavi etme konusundaki etkinliğini kesin olarak kanıtlamamıştır (1).
Evet, iyi gelebilir. Sarı kantaron yağı, anti-enflamatuar ve antimikrobiyal özellikleri nedeniyle cilt döküntülerinin ve diğer cilt rahatsızlıklarının yönetiminde etkilidir. Klinik çalışmalarda kızarıklık, şişme ve kaşıntı gibi cilt lezyonlarının şiddetini önemli ölçüde azaltabileceğinden de bahsedilir. Dolayısıyla egzama ve semptomlarına iyi gelebilir (13).
Evet, iyi gelebilir. Sarı kantaron yağının geleneksel olarak hemoroid de dahil olmak üzere çeşitli cilt rahatsızlıkları için kullanıldığı bilinir. Sarı kantaron yağı hemoroid için kullanılan en eski yöntemlerden biridir. Bir çalışma, %15 sarı kantaron yağı içeren kremlerin önemli anti-enflamatuar etkiler gösterdiğini ve tedavi edilen bölgelerde cilt parametrelerini geri kazandırdığını ortaya koyarak hemoroid gibi durumlar için potansiyel faydalar sağlayabileceğinden bahsetmektedir (14).
Hayır, bu yağ genellikle cilt rahatsızlıkları gibi yüzeysel sorunlar için topikal olarak uygulanır.
İçerdiği hiperisin gibi bileşikler, ışığa karşı duyarlılığa yol açabilir. Özellikle gözler gibi hassas bölgelerde bu tür bileşiklerin kullanılması, ciddi yan etkilere neden olabilir. Hiperisin, cildi güneşe karşı daha hassas hale getirerek tahrişe ve fototoksik reaksiyonlara sebep olabilir. Bu yüzden, sarı kantaron yağının göz çevresinde veya doğrudan gözlerde kullanılması önerilmez. Herhangi bir riskten kaçınmak için bu tür ürünlerin kullanımı öncesinde profesyonel bir sağlık uzmanına danışılması önemlidir (15)
Evet, gelebilir. Çalışmalar, sarı kantaron yağı uygulamasının doku yenilenmesini teşvik ederek ve iltihaplanmayı azaltarak yanık yaralarının iyileşmesini hızlandırmaya yardımcı olduğunu göstermiştir. Ayrıca, sarı kantaron yağının yanık tedavisi için gümüş sülfadiazin ile karşılaştırıldığı bir çalışmada, yara iyileşmesini etkili bir şekilde desteklediği ve yanıklardan sonra cilt yapısını koruduğu bulunmuştur (1, 16).
Bu sorunun kesin bir cevabı yoktur. Sarı kantaron yağı geleneksel olarak yara iyileşmesi, yanıklar ve diğer cilt sorunları için kullanılır, ancak özellikle cilt lekelerini tedavi etmek için etkinliğini gösteren doğrudan bir kanıt yoktur. Bununla birlikte, yağın ışığa duyarlılığa neden olduğu bilinmektedir, bu nedenle güneşe maruz kaldıktan sonra cilt pigmentasyonunda değişikliklere yol açabilir (15).
Bazı araştırmalarda sarı kantaron yağının, mideyi aşındırıcı yanıklardan koruma potansiyeli olduğu görülmüştür. Hayvanlar üzerinde yapılan başka bir çalışmada, alkali maddelere maruz kalan midede hasar ve iltihabı azalttığı tespit edilmiştir. Bu da yağın mideyi koruyucu ve iyileştirici etkiler sunabileceğini düşündürmektedir. Ancak, bu etkilerin insanlar üzerinde doğrulanması için daha fazla araştırma gerekmektedir (17).
Hayır, uyuza etki etmeyebilir. Sarı kantaron yağının özellikle uyuz tedavisinde etkili olduğunu gösteren doğrudan bir kanıt bulunmamaktadır. Uyuz tedavisi için çok önemli olan akarisidal (akar öldürücü) etkileri özel olarak belgelenmemiştir (18).
Çeşitli mantar türlerinin büyümesini engellediği ve mantar biyofilmleri üzerinde inhibitör etkiler sağladığı gözlemlenmiştir. Bu da yağın mantar enfeksiyonları için potansiyel bir doğal çözüm olabileceğini düşündürse de daha güçlü antifungal ajanlarla kıyaslandığında etkinliği orta düzeydedir ve bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır (19).
Evet, iyi gelebilir. Sarı kantaron yağı, anti-enflamatuar ve antimikrobiyal özellikleri nedeniyle döküntüleri ve diğer cilt rahatsızlıklarını yönetmede potansiyel göstermiştir. Ancak, bu etkiler genellikle hafif vakalar için geçerlidir ve cilt rahatsızlıklarında mutlaka bir uzmana danışmak gerekir (13).
Evet, iyi gelebilir. Sarı kantaron yağı, kaşıntı ile ilişkili semptomları azaltmak da dahil olmak üzere cilt rahatsızlıkları için faydalı etkiler göstermiştir. Genellikle yoğun kaşıntının eşlik ettiği atopik dermatit gibi durumlarda işe yarayabilir. Ek olarak, anti-enflamatuar ve antibakteriyel özellikleri, rahatsızlık ve tahrişe neden olabilecek cilt koşullarının yönetiminde kullanımını daha da desteklemektedir (13).
Sarı kantaron yağı genellikle iyi tolere edilse de bazı riskler taşır. Özellikle içerdiği hiperisin, cildi güneşe karşı hassas hale getirebilir ve açık tenli bireylerde fototoksik reaksiyonlara yol açabilir. Radyoterapi gören hastalarda ciddi cilt reaksiyonlarına neden olduğu da bildirilmiştir. Bu nedenle, özellikle güneşe uzun süre maruz kalındığında veya diğer tedavilerle birlikte kullanırken dikkatli olunmalıdır (15).
Gerçek sarı kantaron yağını tanımak için, yağın tıbbi etkilerinden sorumlu olan hiperforin ve hiperisin gibi temel aktif bileşenlere bakabilirsiniz. Ayrıca, orjinal ürünlerin satıldığı e-ticaret sitelerini veya eczaneleri tercih edebilirsiniz (20).
Evet, sürülebilir. Sarı kantaron yağının gece uygulanmasının faydaları olabilir, ancak ışığa duyarlı hale getirici özellikleri nedeniyle dikkatli olunması tavsiye edilir. Yağdaki bulunan hiperisin, cildi güneş ışığına karşı daha hassas hale getirerek güneş yanığı riskini artırabilir, bu nedenle gece kullanılması veya uygulamadan sonra güneşe maruz kalmaktan kaçınılması önerilir (20).
Evet, damlatılabilir. Sarı kantaron yağı geleneksel yöntemlerde topikal olarak, cilt rahatsızlıkları için yaygın olarak kullanılmaktadır. Uygulama için birincil yöntemlerden biri, yara bakımı için günlük olarak uygulandığı basınç yaralarındaki etkinliğinde gözlemlendiği gibi, yağı yaraların veya yaraların üzerine damlatmaktır (1).
Evet, sürülebilir. Sarı kantaron yağı, çeşitli cilt rahatsızlıkları için günlük olarak kullanılabilir. Bir çalışmada, yağ idiyopatik granülomatöz mastiti olan hastalarda günde iki kez uygulanmış ve altı haftada cilt lezyonlarında önemli iyileşme sağlanmıştır. Ayrıca, bası yarası olan bir hastada kırk gün boyunca günlük kullanım, kayda değer yara iyileşmesine yol açmıştır (11).
Evet; ışığa, ısıya veya havaya maruz kaldığında bozulabilir. Bu da aktif bileşenleri, özellikle hiperforin ve hiperisini etkiler. Araştırmalar, yağın serin ve karanlık koşullarda saklanmasının biyoaktif bileşenlerini koruyarak raf ömrünü uzatabileceğini göstermektedir (21).
Evet, gelebilir. En yaygın olarak yanıklar ve yaralar gibi cilt ile ilgili durumlar için kullanılsa da bu yağ, ağrı giderici etkileri diz ağrısı gibi durumlara da uzanabilir. Bununla birlikte, özellikle diz ağrısı için sarı kantaron yağı üzerine yapılan klinik araştırmalar sınırlıdır ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır (22).
Bu yazıda yer alan içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir yağ kullanmadan evvel öncelikle doktorunuza danışmanız tavsiye edilir.